Makaleler

Resveratrol; üzüm, dut, fıstık, çilek gibi gıdalarda bulunan polifenol yapıda bir bileşiktir.

Resveratrol; antioksidatif, antienflamatuvar, antitümör, antiviral, antidiyabet, nöroprotektif, kardiyoprotektif, göz hastalıklarına karşı koruyucu, fitoöstrojen ve yaşam süresini uzatıcı özellikleri nedeniyle yaygın olarak incelenen fitokimyasallardan biridir.

Oral uygulamayı takiben gastrointestinal sistemden hızla absorbe edilir ve maksimum plazma konsantrasyonuna 1,5-2 saat içinde ulaşır. Günde 1-5 g alınabilir.

Güçlü bir antioksidan olan resveratrol; DNA hasarını, hücre döngüsünün apoptozunu ve poliferasyonunu düzenleyen nitrik oksit sentezini etkileyerek oksidatif stresi azaltır. Vücudumuzdaki prooksidan-antioksidan dengesi sağlıklı bir yaşam sürdürebilmemiz adına büyük önem taşımaktadır. Resveratrol; mitokondride oluşan süperoksit radikalini yakalar, lipit peroksidasyonunu inhibe eder, pro-oksidatif genleri baskılayarak ve antioksidan enzimleri / substratlarını indükleyerek reaktif oksijen türlerinin oluşumunu inhibe eder.

Antienflamatuvar etkisiyle kronik enflamasyonda azalma sağlar. Ayrıca serum trigliserit, VLDL, LDL ve kolesterol seviyelerini baskıladığı gözlenmiştir.

Kalp dokusu ve iskelet kaslarında oksidatif stresin engellenmesini sağlayarak koruma sağlar. Nitrik oksit modülasyonuyla vazodilatasyona ve endotelyal disfonksiyonda azalmaya yol açar. Böylelikle ateroprotektif ve kardiyoprotektif etki gösterir.

Antienflamatuvar, antioksidan ve anjiyojenik etkileri aktive ederek yara iyileşmesini ve cilt enfeksiyonlarının onarım süreçlerini hızlandırır.

İnfluenza virüsü enfeksiyonunda replikasyon, protein sentezi, gen ekspresyonu ve nükleik asit sentezinin inhibisyonları ile ilişkili olarak antiviral etkinlik sergiler.

Antikanserojen etkisi ile hücre döngüsünün durdurulmasını ve apoptoz aracılı hücre ölümünü indükleyerek karsinojenezin üç ana basamağı olan başlangıç, çoğalma ve metastaz ile ilişkili olaylar üzerinde inhibitör rol oynar.

Resveratrol, vasküler güçlendirici özellikleri sayesinde gözün mikro sirkülasyonunda etkilidir ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu, diyabetik retinopati ve glokom gibi hastalıkların önlenmesinde yardımcıdır.

Resveratrolün astrositler (glia hücreleri) üzerinden nöron koruyucu etkileri vardır, bu nedenle Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklarda etkili olabileceği düşünülmektedir.

Ecz. Rabia KARA

Kaynak

KESKİN, O., GÜLDAMLA, A., & MERCAN, Y. (2023). RESVERATROLÜN SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ VE YAŞLI SAĞLIĞI ÜZERİNE KORUYUCU ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ. Anadolu Tıbbı Dergisi, 2(2), 18-24.

S. Gündoğdu Et Al. (2021). "SOURCES OF RESVERATROL AND ITS MEDICINAL SIGNIFICANCE RESVERATROLÜN BULUNDUĞU KAYNAKLAR VE TIBBİ ÖNEMİ, "Ankara Universitesi Eczacilik Fakultesi Dergisi , vol.45, no.3, pp.652-673.

Astaksantin, yaşayan birçok organizmada doğal olarak bulunan kırmızı renkli bir pigment olup, özellikle kabuklu deniz ürünleri ve somonda bulunan ksantofil grubu bir karotenoittir.

Bağışıklık sistemi; bakteri,virüs,parazit ve toksik maddeler gibi patojenik mekanizmalara karşı antijenleri harekete geçirerek,yanıtlayarak ve tanıyarak dışarıdan gelen saldırıları önlemek için sürekli çalışmakta olan bir sistemdir.Ekinezya da bu sistemi destekleyen pek çok bitkisel takviyelerden biridir.

Alerjik Rinit (AR) dünya genelinde %10-%30 arası değişken bir popülasyonun ortak rahatsızlığı. Ülkemizde resmi rakamlar ortalama %20’lik bir hasta popülasyonunu işaret ederken bu oran çocuklar ve genç erişkinlerde daha yüksektir.

Alfa Lipoik Asit (ALA), güçlü bir antioksidandır, anti obezite, glukoz düşürücü, insülin duyarlılaştırıcı ve lipid düşürücü etkiler dahil olmak üzere çok çeşitli metabolik faydalara sahiptir.

Çay, dünyada sudan sonra en çok tüketilen ikinci içecektir.